János Sipos
Anadolu’da Bartók’un İzinde
E-kitap
Müzikoloji Enstitüsü
Budapest
2020
Orijinal Eser: Sipos, János (2009), Anadolu’da Bartók’un İzinde, İngilizceden Çeviren: Sanat Deliorman, Yayıma Hazırlayan: Bülent Aksoy, İstanbul: Pan, ISBN 978-9944-369-50-9
E-Kitap OTKA-NKFI 115 405 sponsorluğunda
© Müzikoloji Enstitüsü 2020
© János Sipos 2020
DOI: 10.23714/nzntk.ebook.SJ02-tr
ISBN: 978-615-5167-30-0
Editör: Éva Csáki
Hazırlayan: Adrienn Ádám
Programlama: Zsolt Kemecsei
Bu e-kitap yukarıdakinin elektronik varyantıdır. Basılı kitaptakilerden tek farkı notaların “a” ya odaklanması ve daha kolay karşılaştırılabilmesi için Bartók’un notalarının basitleştirilmiş şeklinin gösterilmesidir. Hem nota hem metinlerde düzeltmeler yapılmıştır. Bunlar Antoloji bölümünde görülebilir.
E-Kitabın Kullanılması
● Kitapta yer alan notaların altındaki işarete tıklayarak notanın düzeltilmiş şeklini görebilir ve kaydını dinleyebilirsiniz. Eǧer kitabı okuyarak düzeltilmiş notayı takip etmek isterseniz o zaman işaretini ve “oynat” kısmını tarayıcıdan yeni bir pencereye çekmek gerekir. Müziǧin oynatma kısmı tamamen küçültmeyebilir. Bundan dolayı büyütme fonksiyonun aracılığıyla sayfaların büyüklüǧü istenilen boyuta getirilebilir. Hoparlör sinyaline () tıklamak alan kaydının sesini, tıklandığında ise elektronik olarak üretilen bir ses çıkar. (Bazı durumlarda sesler notalara tamamen uymaz, ancak onların yakın varyantlarıdır.)
● E-kitabın rahat bir şekide kullanılmasında sayfanın sol alt köşesindeki alet kutusundan yararlanılabilir:
Sayfa numarasını yazarak orijinal, basılı kitabın sayfasına; ikinci işaret sayesinde içindekiler bölümüne gidilebilir. Üçüncü işaret yardımıyla ise bütün kitabı ya da kitabın bir bölümünü bastırmak mümkündür.
ARKA KAPAK YAZISI
Béla Bartók 1936’da Türkiye’ye gelmiş, yüz dolayında türkü derlemiş, derleme çalışmalarının sonuçlarını yazdığı bir kitapla açıklamıştı. Bu kitap etnomüzikolojide önemli bir adım olduğu halde geniş bir yankı uyandırmamıştı. Bu ilgisizliğin çeşitli sebepleri olabilir. Ama akla gelebilecek sebeplerden biri hâlâ geçerlidir: Türkiye gibi çok çeşitli musıki geleneklerinin yaşadığı, nüfusu bugün 80 milyonu geçen bir ülkenin musıkisi Bartók’un küçük çaplı derlemesine sığmayacak kadar çok-yönlüdür. Kitabın Macar yazarı János Sipos bu noktadan hareket etmiş, 1500 dolayında türkü derleyerek Bartók’un incelemelerini kaldığı yerden gene onun perspektifiyle sürdürmüştür.
Anadolu’nun öz ezgisi nedir? Bu musıkinin en eski ezgi tabakası nedir? Hâkim ezgi çatısı pentatonik midir? Bu sorun 1930’larda Türkiye’de musıki çevrelerinin hararetli bir tartışma konususuydu. Ne var ki, 1940’larda da bir ölçüde süren bu tartışma yıllar geçtikçe Türk musıki çevrelerinin gündeminden nerdeyse düşmüştür dense yeridir. Anadolu ezgisinin hâkim kimliği sorunu da can alıcı bir sorun olmaktan çıkmıştır. Buna karşılık, Macar musıkisinin kimliği sorunu Macaristan’da araştırılmaya devam etmiştir. Bu araştırmanın bir yönü de eski Türk musıkisiyle eski Macar musıkisi arasındaki bağlantılardır. Sipos’un yayınları onun bu tartışmanın izini hararetle sürdüğünü gösteriyor.
Anadolu türküleri ile Macar halk şarkıları birbirinin benzeri midir? Aralarında ne gibi benzerlikler, ne gibi farklılıklar vardır? İşte bu kitap yazarın bu yöndeki çalışmalarının sonuçlarını ortaya koyuyor.
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
BARTÓK’UN TÜRK MUSIKİSİ DERLEMESİ
ANADOLU’DA DERLEDİĞİM HALK EZGİLERİ ÜSTÜNE
ÖN ÇALIŞMALAR
TÜRKİYE’DEKİ İLK DERLEME GEZİM
BUGÜNÜN TÜRKİYE’SİNDE HALK MUSIKİSİ
ANADOLU EZGİLERİ İLE MACAR EZGİLERİ ARASINDAKİ BENZERLİKLER
SOL-(FA)-Mİ-RE-DO ÇEKİRDEK DİZİSİNİN EZGİYE DÖNÜŞÜM ŞEKİLLERİ VE BU DİZİSİYLE ELDE EDİLEN EZGİLER
(SOL)-Mİ-RE-DO ÇEKİRDEKLİ, İKİZ ÖLÇÜLÜ EZGİLER
Karar sesi do olan ikiz ölçülü ezgiler
Karar sesi re olan ikiz ölçülü ezgiler
Karar sesi mi olan ikiz ölçülü ezgiler
Başka halkların benzeri ikiz ölçülü ezgileri
MACAR VE TÜRK AĞITLARI
Macar Ağıtları
Anadolu Ağıtları
Tek bir ezgi kesitine (musıki fikrine) dayanan Anadolu ağıtları
İki ezgi kesitine (musıki fikrine) dayanan Anadolu ağıtları
İnişli kalışlı tek çekirdekli Anadolu ağıtları
İki musıki kesitine (fikrine) dayanan, inişli kalışlı Anadolu ağıtları
Ağıttan türeyen kıta birimli ezgiler
Frig modunda, minör yapılı Anadolu agıtları
Küçük yapılı Anadolu ağıtlarından türeyen geniş yapılar
Macar ve Anadolu ağıtları arasındaki uluslararası bağlantılar
MACAR VE TÜRK MEZMUR EZGİSİ ÜSLUBU
Macar mezmur ezgileri
Pest sahada dolaşan Anadolu ve Macar mezmur ağzı ezgileri
Tiz sahada dolaşan Türk ve Macar mezmur ağzı ezgileri
İki musiki kesitine (fikrine) dayanan mezmur ağzı ezgiler
Béla Bartók’un derlemesindeki mezmur ağzı ezgiler
AYRIK EZGİLER
Bir beşli aşağıya göçürülen Anadolu ezgileri
5(5)b3 kalışlı ve AAAcB kalıbındaki ezgiler
Bir beşli göçürülen majör Anadolu ezgileri
Beşli göçürmenin “özel” biçimleri
GENİŞ SES SAHALI PARLANDO EZGİLERİ
BASAMAK BASAMAK YÜRÜYEN EZGİLERİ
Ölçülerin basamak basamak inişi
Basamak basamak inen dizeler, paralel dizeler
MACAR VE ANADOLU EZGİLERİ ARASINDAKİ ÖTEKİ BENZEŞMELER
Üçlü ve dörtlü üzerinde kurulan ezgiler
Dar ses sahalı öteki Anadolu ezgileriyle benzeşen Macar ezgileri
Dört dizeli Anadolu ve Macar ezgileri
Anadolu halk musıkisindeki benzersiz ezgi çizgileri ve dizileri
Gelişmiş yapıdaki Anadolu ezgileri
TARİH BOYUNCA TÜRK - MACAR İLİŞKİLERİ
MACARLARIN TÜRK ASILLI HALKLARLA TEMASLARI
ANADOLU TÜRKLÜĞÜNÜN DOĞUŞU
KOMŞU HALKLARIN ANADOLU HALK MUSIKİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
SONDEYİŞ
GÜFTELER
BAŞVURULAN KAYNAKLAR
YAYIMA HAZIRLAYANIN NOTU
Macar etnomüzikolog, araştırmacı ve derleyici Dr. János Sipos’un elinizdeki kitabının çevirisi Boğaziçi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Çeviribilim Bölümü son sınıf öğrencilerinden Sanat Deliorman’ın benim danışmanlığımla ortaya çıkan mezuniyet projesidir.
Bu kitap daha önce iki dilde yayımlanmıştır. İlki İngilizce olarak basılmıştır. Kitabın tam künyesi şöyledir: In the Wake of Bartók in Anatolia, çeviren Judit Pokoly, European Folklore Institute, Budapeşte, 2000. Aynı kitabın bir de Macarcası vardır (Bartók Nyomában Anatóliában – Hasonló magyar és török dallamok, Balassi Kiadó, 2002). Görüldüğü gibi, metin ilkin İngilizce olarak basılmıştır. Kitap Macarca olarak yazılmış, Macarca metin İngilizceye çevrilmiştir. Elinizdeki metin kitabın İngilizcesinden çevrilmiş olmakla birlikte, bu baskının harfi harfine çevirisi değildir. Dr. Sipos metnin çevirisi sürecinde kitabını yeniden gözden geçirmiş, bazı cümleleri çıkarmış, bazı paragraflara da yeni cümleler, kimi sayfalara da yeni dipnotları eklemiştir.
Kitaptaki kullanılan bazı terimlerin hem yanlış anlamaya yol açmaması için, hem de kimi uluslararası musıki terimlerinin Türkçede yeterince yerleşmemiş olduğu düşüncesiyle, kitabın girişine terimlerin İngilizcedeki karşılıklarını da veren küçük bir sözlük eklenmiştir.
Bülent Aksoy
Ağustos 2007
AÇIKLAMA
La = birinci, si = ikinci, do = üçüncü (yani si bemol), re = dördüncü, mi = beşinci vb. dereceleri gösterir. La’nın bir basamak aşağısındaki sol = VII., fa ise = VI. derece vb. olarak gösterilmiştir. Yarım ses aşağıya göçürülen ikinci derece, si b(emol); yarım ses yukarıya göçürülen fa ise fa# ile belirtilmiştir.1
Bir ezginin seslerini sıralarken, karar sesini büyük harfle belirttim. Söz gelimi, mi-Re-do sesleri mi-re-do üçlüsü üzerinde dolaşıp re sesinde karar kılan bir ezginin dizisini gösterir.
Ezgide önemi olmayan sesler parantez içine alınmıştır. Örneğin, bir dizi (sol)-mi-re-do diye gösterilmişse, bu, mi-re-do üçlüsünün ana sesler olduğunu, sol’ün ise ara sıra kullanılsa da hiçbir zaman önem kazanmadığını gösterir.
Av, A ezgi kesitinin başındaki yahut ortasındaki sapmaya bağlı olarak meydana gelen çeşitlemeyi gösterir. Ac ise A kesitinde görülen özel bir çeşitlemedir, dizenin kapanış (kalış) bölümünde bir sapma vardır. Ac’de değişikliğe uğrayan kesit aslından daha pesttir; Ac’de ise daha tize çıkmıştır. Örnek: AAAcB formülünde ilk iki dize A ezgi kesitinden oluşur, üçüncü dize A’nın açık bir çeşitlemesidir (Ac), son dize ise farklı bir ezgi kesitidir (B).
Kimi notaların üstündeki ok işaretleri perdenin yarım sesten daha küçük bir aralıkla tizleştiğini (↑) yahut pestleştiğini (↓) gösterir.
“No” kısaltması 1994-1995 yıllarında yayımladığım derlemelerdeki ezgilerin sıra numaralarını gösterir. Kendi derlememi TRT’nin yayımladığı çoğu giusto ritimli ezgiler ve, Konya’daki Selçuk Üniversitesi’nin arşivinden kopya ettiğim ağıtlar ve uzun havalar ile takviye ettim. Dört kaynak söz konusudur burada: Bartók’un derlemesi (Bartók no.), kendi derlemem (no.), Konya arşivi (Konya), TRT arşivi (TRT).
KISALTMALAR
BÖI | Bartók Béla Összegyűjtött Írásai [Béla Bartók’un toplu eserleri] (yayıma hazırlayan: A. Szőllősy), Budapeşte, 1966. |
CAM | Beliaev, V. M. Central Asian Music, Middletown, Connecticut, 1975. |
Lev. 2 | Bartók Béla Levelei [Béla Bartók’un Mektupları], Budapeşte, 1951. |
Lev. 3 | Bartók Béla Levelei [Béla Bartók’un Mektupları], Budapeşte, 1955. |
Lev. 4 | Bartók Béla családi levelei [Béla Bartók’un ailesine yazdığı mektuplar], Budapeşte, 1981. |
MNT I | Magyar Népzene Tára [Macar Halk Ezgileri Külliyatı] (Corpus Musicae Popularis Hungaricae) Çocuk oyunları (yayıma hazırlayan Gy. Kerényi), Budapeşte, 1951. |
MNT II | Magyar Népzene Tára [Macar Halk Ezgileri Külliyatı] (Corpus Musicae Popularis Hungaricae) dinî bayramlar (yayıma hazırlayan Gy. Kerényi), Budapeşte, 1953. |
MNT V | Magyar Népzene Tára [Macar Halk Ezgileri Külliyatı] (Corpus Musicae Popularis Hungaricae) Ağıtlar (yayıma hazırlayan L. Kiss ve B. Rajeczky), Budapeşte, 1966. |
NYBA | New York Bartók Arşivi. |
KAZ | Mongoliya Kazaktarïnïn Halïk Änderi [Moğol Kazaklarının Halk Ezgileri], Bayan Ölgiy, 1983. |
VAR | Vargyas L., A magyarság népzenéje [Macarların Halk Musıkisi], 1981. |
DSZ | Dobszay L. – Szendrei J., " 'Szivárvány havasán’ a magyar népzene régi rétegének harmadik stílus-csoportja" ["Ebemkuşağının üstünde". Eski Macar halk musıkisi tabakasının üçüncü üslup kümesi], Népzene és zenetörténet III [Halk Musıkisi ve Musıki Tarihi] adlı eserde yer alıyor, Budapeşte, 1977. |
DSZ I | Dobszay L. – Szendrei J., A Magyar Népdaltípusok Katalógusa I. Pszalmodizáló stílus [Macar halk ezgi üslupları fihristi, mezmur üslubu], Budapeşte, 1988. |
DSZ III | Dobszay L. – Szendrei J., A Magyar Népdaltípusok Katalógusa I. Kisambitus – régi stílus [Macar halk ezgi üslupları fihristi, dar ses sahalı eski üslup], Budapeşte, 1988. |
ED | Arsunar, F. Edremit Folkloru, Ankara Devlet Konservatuvarı Kitaplığı, 1957. |
TRT | Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Repertuvarı. |
TERİMLER SÖZLÜĞÜ
Ayrık ezgi / ayrık hareket (İng. disjunct tune, disjunct movement): Ayrık hareket ikilisinden daha geniş aralıklarla olan yürüyüş; “yanaşık ezgi ” karşıtı. Ayrık yapılı ezgilerin birinci bölümü tizlerdedir, ikinci bölümde aşağıda hareket eder; bu iki bölüm arasında ya hiç ortak ses yoktur ya da çok az ortak ses vardır.
Basamak basamak inen ezgiler (İng. sequential tunes / melody with sequences): Metinde iki anlamı var. Birincisi, ezgideki ölçülerin basamak basamak inmesi, yani bir ölçü çizgisinden sonra bir sonraki ölçüye geçilirken ezginin basamak basamak inişi. İkincisi, ikili aralıklarla iniş, yani güftenin ikinci dizesinin birinciden bir ses aşağıda, üçüncü dizenin de ikinciden bir ses aşağıda olması hali. Basamak basamak iniş ya ölçü / ölçü çizgileri temelinde, ya da güfte dizesi temelinde olur.
Benzeşme (İng. analogy): iki ayrı ezginin karşılıklı olarak gösterdiği benzerlikler; iki ezgi arasında kurulan benzerlik.
Beşli (İng. pentachord): bkz “Üçlü, Dörtlü, Beşli”.
Bir beşli aşağıya göçürme (İng. lower fifth-shifting): Bir ezginin yahut aynı ezginin herhangi bir bölümünün bir beşli aşağıya aktarılarak seslendirilmesi.
Çekirdek (İng. core, kernel): Bir ezginin gelişimine temel olan motifler ya da dizeler.
Çekirdek dizi (İng. nucleus): Bir ezginin gelişimine temel olan dizi.
Dize (İng. line): Ezgi güftesinin bölündüğü kesitlerden her biri; mısra.
Dörtlü (İng. tetrachord): bkz. “Üçlü, Dörtlü, Beşli”.
Ezgi ağzı (İng. dialect): belli bir musıki geleneğine yahut yöreye has üslup; musıki lehçesi, musıki ağzı.
Ezgi dizesi (İng. melodic line): güfte dizesinden farklı olarak ezginin bölünebileceği unsurlardan her biri; ezgi cümlesi / cümleciği
Ezgi kesiti / musıki fikri / düşünüşü (İng. musical idea): bkz. “Ezgi dizesi”
İkili (İng. bichord): iki yanaşık sesten oluşan çok basit bir dizi.
İkiz ölçülü ezgi (İng. twin-bar tune): Her güfte dizesi birbirinden biraz yahut büsbütün farklı olan ve iki ölçüye bölünen ezgi. Türk çocuk şarkıları bu ezgiler için iyi bir örnektir. Örneğin, “Yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş, ben satarım” güfteli şarkı
Kadanslı iniş: Bazı uzun havaların sonlarında ezgi bitiş hissi veren bir seste kalır ve sonra bir “kadanslı iniş”le sonlanır.
Kalış, kalış sesi (cadence, cadential note): Her güfte dizesinin yahut her ezgi cümlesinin son sesi. Cadence terimi karşılığında, yerine göre, “kalma”, “duruş”, “dinlenme” kelimeleri de kullanılmıştır. İki yahut daha çok dizeden kurulu ezgilerde bu kalışları kimi yerde bir formülle gösterdim. Bu formüller dize sonlarındaki seslerin hangi derecelerde kaldığını gösterir; en önemli dizenin son sesi de parantez içine alınmıştır. Son dizedeki karar sesi, verilen formülde belirtilmemiştir; b5(5)b3 kalışlı dendiğinde bu, birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü dizeler sırasıyla beşinci (mi), beşinci (mi), üçüncü (do) ve birinci (la) derecelerde kalıyor demektir.
Kesit (İng. section): Ezginin bölündüğü yahut bölünebileceği cümleciklerden her biri.
Kıta birimli ezgi (İng. strophic tune): Güftenin dört mısradan oluşması.
Melisma (İng. melisma): Bir tek hece ile söylenen ezgi ya da ezgi parçası.
Mezmur ağzı ezgi (İng. psalmodic tune): Merkezi do-re-mi üçlüsü olan bir ezgi grubu. Bkz. s. 103-131.
Oynak dem (İng. mobile drone): dem sesinin değişmesi.
Örgücük / Ezgi örgücüğü (İng. motif): Bir kaç sesten oluşan motif, ezginin en küçük parçacığı.
Plagal ezgi (İng. Plagal tune): Seyrininbüyük kısmı eksen sesinin 3-5 ses altında ve 5-6 ses üstünde dolaşan ezgi.
Seyir (İng. melody progression): Genel olarak bir ezginin yürüyüşündeki özellikler. Metindeki “hareket”, “yürüyüş”, “gezinme” terimleri de seyrin bir yönüdür.
Tümsek yay (İng. convex arch): bir ses öbeğinin önce yukarı çıkıp sonra aşağı inmesiyle çizilen yay.
Üç sesli, dört sesli veya beş sesli dizi (İng. triton, tetraton, pentaton): Üç (dört, beş) yanaşık olmayan ses, örneğin üç sesli: mi-re-la, dört sesli: sol-mi-re-do, beş sesli: sol-mi-re-do-la.
Üçlü, dörtlü, beşli (İng. trichord, tetrachord, pentachord): üç, dört, beş yanaşık seslerden meydana gelen diziler, örneğin üçlü (mi-re-do), dörtlü (fa-mi-re-do) ve beşli: (mi-re-do-si-la).
Yanaşık ezgi / yanaşık hareket (İng. conjunct): güfte dizelerinin / ezgi cümlelerinin aynı ses sahasında kaldığı, çok kere birli veya ikili aralıklarla yürüyen ezgiler ve hareketler; “ayrık ezgi” karşıtı.
GİRİŞ
“Halk
musıkisi doğanın sesidir […]
Bu doğa eseri, yeryüzündeki
çiçek,
hayvan benzeri öteki canlı varlıklar gibi sere serpe
gelişir.
Halk musıkisi işte o yüzden bu denli güzel, bu denli
mükemmeldir.
Yalın, anlam yüklü biçimi ve zengin araçları ile
olsun,
taptazeliği, çıplaklığı ile olsun, bizi şaşırtan,
o
katıksız musıki duygusunun cisimlenişidir.” 2
Türkî halkların dilleri üzerindeki karşılaştırmalı bilimsel çalışmaların yüksek bir seviyeye ulaşmış olmasına karşılık, Türkî halkların musıkisi üzerine yürütülen karşılaştırmalı etnomüzikoloji araştırmaları çok geri kalmış durumdadır. Karşılaştırmalı incelemelerde vazgeçilmez bir yeri olan monografileri bulamayız bu alanda. Halk türküleri üzerinde sistemli ve karşılaştırmalı araştırmalara, sınıflandırmalara da kolay kolay rastlayamayız.
Türki halklar ile Macarların halk musıkisi arasında ortak özellikler olup olmadığı meselesi, geniş çaplı bir ilgiyi hak ediyor olsa da, önümüzdeki tablo iç açıcı değildir. Bulabileceğimiz benzerliklerin ne gibi etmenlere bağlanabileceğini belirlemek de aynı derecede önemlidir. Kimi Türk asıllı toplulukların Macar ırkının, Macar kültürünün ve Macar halk musıkisinin ortaya çıkışında açıkça rol oynadıkları bilindiği için, Macar etnomüzikologların gözünde Türk asıllı halk musıkisinin eski tabakalarını derinlemesine incelemek kaçınılmazdır. Bu bakımdan, Türk musıkisiyle Macar halk musıkisi arasındaki karşılaştırmalı çalışmalarda Macar araştırmacıların başı çekmiş olmalarına şaşmamalı.
Béla Bartók bir hayli sınırlı malzemeye dayanarak, Volga bölgesi ile Anadolu’nun halk musıkisi üzerinde geçerliliğini hâlâ koruyan sonuçlar elde etti.3 Zoltán Kodály Çeremişlerle Çuvaşların halk musıkisini araştırdı, bu benzerlik örneklerine yenilerini ekledi.4 László Vikár, Çeremiş, Çuvaş, Mordvin, Tatar ve Başkurtlar arasında uygulanan bir alan çalışmasının ürünü olan geniş çaplı bir derlemeye dayanarak bu musıki geleneklerini tanımladı.5 Lajos Vargyas incelediği basılı kaynaklardan faydalanarak Volga bölgesi halk musıkisinin tarihî geçmişinin ana hatlarını verdi.6 Çok zengin bir malzeme üzerinde çalışan Bence Szabolcsi daha da geniş bir coğrafyaya yayılan uluslararası bağlantılar olduğunu gösterdi.7 Macar musıki malzemesinin ele alınışına yeni bir bakış açısı getiren László Dobszay ile Janka Szendrei, Macar ağıt ve ilahi üsluplarını geniş bir uluslararası bağlam içinde etnomüzikolojik açıdan incelediler.8 Kazakistan ile Azerbaycan’da çıktığım araştırma gezileri ile Anadolu’da 1988’den 1993’e kadar süren altı yıllık derleme çalışması da bu inceleme alanına giriyor.
Bu geniş kapsamlı araştırmanın yalnızca bir yönünü ele alacağım bu kitapta. Şu yönünü: Macar halk musıkisi ile Anadolu halk musıkisinde benzer ezgi örnekleri var mıdır, varsa bu benzerlik ne dereceye kadar doğrulanabilir ve neye bağlanabilir? Bu sorulara yanıt arayan ilk araştırmacı Béla Bartók olmuştu.
Bartók 1936’da Türkiye’de halk musıkisi ezgileri derledi. Derlediği türküleri de tek tek notaya geçirip bunları o bildiğimiz derin musıki bilgisiyle irdeledi. Ne var ki, Türk musıkisi derlemesi öteki halk musıkisi derlemelerinin akıbetine uğradığı için 1976’ya kadar yayımlanamadı. Ancak çok sonra, besteci öldükten yıllar sonra, nerdeyse aynı günlerde Macaristan ile ABD’de, 1991’de de Türkiye’de yayımlandı. Macarlarla Türklerin tarih öncesi çağları ve bu iki halkın musıki gelenekleri arasındaki bağlantıları derinlemesine ele alan bu eser etnomüzikoloji alanında başlı başına bir kilometre taşı olmuştu. Ne var ki pek ses getirmemişti. Ama Bartók’un bu çalışmaya büyük önem verdiği biliniyor. Uzun bir aradan sonra onun ABD’ye göç etmeden önce, Türk musıkisine duyduğu derin ilgiyle Türkiye’ye yerleşmeyi düşündüğü sırada çıktığı ilk ve son ciddi derleme gezisiydi bu onun.
Bilim çevrelerinin bu ilgisizliğinin altında yatan şey ne olabilir? Bu ilgisizliği açıklamak için gösterilen sayısız etmeni şimdilik bir kenara bırakalım. Ama bu konuda ileri sürülen görüşlerden biri gerçekten önemli: Bartók’un Türkiye derlemesi yetersiz kalmıştır. Çünkü nerdeyse altmış milyonluk bir halkın musıkisi hakkında sağlam sonuçlara dikkatli ve ihtiyatlı bir yaklaşımla varılabilir ancak. Çok yakın bir geçmişe kadar da Bartók’un derlemesine ışık tutacak nirengi noktalarını veren geniş kapsamlı bir Türk halk musıkisi incelemesi yayımlanmadı.
1988-1993 yıllarında, Ankara Üniversitesi Hungaroloji (Macar Dili ve Edebiyatı) bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştığım sıralarda 1500 dolayında türkü derlemeye fırsat bulabilmiştim. Bartók’un araştırmasını tamamlayamadığı yörelerden başlamıştım işe. Sonra, gün geçtikçe türkü bulamaz hale gelince araştırma alanımı yavaş yavaş batı Anadolu’ya kaydırmıştım. Elimdeki Türk halk musıkisi ezgilerine dair basılı kaynakları satır satır tarayıp özenle süzdüğüm bilgileri eleştirel bir açıdan gözden geçirdiğim daha önce derlenen 3000 ezgiyi de kendi derlememe ekleyip çalışmaya devam ettim. Ankara’da geçirdiğim altı yıl boyunca hem Türkçemi ilerlettim, hem Türk etnomüzikolog meslektaşlarımla görüştüm, hem de her şeyden önemlisi, düzenli olarak türkü derleyip notaya geçirdiğim ezgileri inceledim, böylece ileride yayımlayabileceğim derli toplu, geniş kapsamlı bir Türk musıkisi malzemesi elde ettim. Kendi derlememe geçmeden önce Bartók’un Türkiye araştırmasına dönelim.
BARTÓK’UN TÜRK MUSIKİSİ DERLEMESİ
Bartók sadece Macar halk musıkisiyle komşu halkların musıkilerine değil, aralarında dil bağı olan öteki halkların musıkilerine de derin bir ilgi duyuyordu. 1924’te, Macar halk ezgilerine benzettiği, pentatonik yapıdaki üç Çeremiş halk ezgisini yayımlamış, şu sonuca varmıştı: “Pentatonik Macar musıki malzemesi ile Çeremişlerin musıkisi arasındaki bağlantı su götürmez bir gerçektir.”9 Bartók bu keşfine o kadar önem vermişti ki, Rusça öğrenmeye, hattâ Çeremişlerin yaşadığı Volga boylarını görmek için seyahat hazırlıklarına başlamıştı. Birinci dünya savaşından sonra bu araştırmadan vazgeçmek zorunda kaldı, ama bu konuya olan ilgisini hiç yitirmedi.
Bartók 1935’te örneğin şöyle diyordu: “[…] Bu işe koyulduğumuz zaman […] pentatonik üslubun kuzey Asyalı Türkî halklara dayandığına inanıyorduk. […] Çeremiş şarkılarının çeşitlemeleri olan Macar ezgilerinin yanı sıra, Kazan civarında kuzey Türklerinin ezgilerinden türeyen Macar ezgileri de bulduk. Kısa bir süre önce de Mahmut Ragıp Kösemihal’in [Gazimihal] bir kitabı geçti elime: Türk Halk Musıkilerinin Tonal Hususiyetleri Meselesi10. Orada da bu üslupta birkaç ezgi buldum. (…) Bu tür bütün ezgilerin bir kaynaktan çıktığı, bu kaynağın da eski bir kuzey orta Asya Türk musıki kültürü olduğu apaçıktır.”11. Sonraları daha da özlü bir biçimde değindiği gibi: “Önce Volga nehri boylarında yaşayan halklar arasında Fin-Ugor-Türk benzerlikleri aradım, sonra da yönümü Türkiye’ye çevirdim.”12
Ankara Üniversitesi’nin yeni kurulan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalışan László Rásonyi bu ön çalışmalardan sonra, 1 Aralık 1935’te yazdığı mektupta Bartók’a Türkiye’de ezgi derlemesini tavsiye etmişti.13 1936 Nisan’ında, Ankara Halkevi başkanı, Bartók’a halk musıkisi derlemesi yöntemleri ve kendi bestecilik ilkeleri üzerine bir konferans vermesi için resmî davet gönderdi. Haberi alınca büyük sevinç duyan Bartók daveti kabul etti, hattâ daha yaz gelmeden Türkçe öğrenmeye başladı.
Resim 1 – Bartók’un ezgi derlediği yıl çekilmiş bir fotoğrafı (Bónis 1972, resim no 271)
Bartók 2 Kasım 1936’da İstanbul’a geldi; besteci Ahmet Adnan Saygun ile birlikte Ankara’ya gitmeden önce, bir gün oturup konservatuvar müfredatını inceledi. Üç konferans, birkaç konser verdikten sonra derleme çalışmalarına başladı. 18 Kasım akşamı Rásonyi’nin tavsiyesi üzerine ülkenin güneyine, yani Adana yakınlarındaki Osmaniye kasabasına bağlı, konargöçer aşiretlerin kışın oturdukları bir sahil köyüne doğru yola koyuldular. En verimli çalışmalarını 19-20 Kasım günlerinde Adana’da, türkü söyleyen köylülerle gerçekleştirdiler. 21 Kasım’da önce Tarsus’a, sonra Mersin’e gittiler. Şimdi Bartók’un yazdıklarına göz gezdirelim:
“Başlangıçta düşündüğümüz gibi, en sonunda dördüncü gün yörüklerin yaşadığı yöreye vardık. İlkin, Adana’nın 80 kilometre doğusunda yer alan Osmaniye adlı büyükçe bir kasabaya uğradık. Osmaniye kasabası ile civardaki birkaç köyde oturanlar Ulaş aşiretine bağlıydılar. Bundan yetmiş yıl önce yerleşik düzene geçmek zorunda kalmışlar. Öğleden sonra 2’de Osmaniye’ye geldik. Saat 4’te bir evin avlusundaydık.
Belli etmesem de sevinçten içim içime sığmıyordu, çünkü nihayet yerinde türkü derleme fırsatını elde etmiş, yine bir köy evine gelmiştim! Yetmiş yaşındaki ev sahibi Ali Bekir oğlu Bekir bizi dostça karşıladı. İhtiyar adamcağız, biz daha avluya adım atar atmaz hiç çekinmeden oracıkta bir türkü koyuverdi. Eski bir savaş hikâyesiydi bu:
"Kurt paşa çıktı
Gozana